- Haberler
- Menderes Nehri kuruyor
Menderes Nehri kuruyor
Ege Bölgesi'nin can damarı olan ve aktığı bölgelere hayat veren Büyük Menderes Nehri, yağışların azlığı nedeniyle kuruma noktasına geldi. Debisi sıfıra düşen nehirde kumsalı andıran görüntülerin ortaya çıkması sulama sezonu öncesi çiftçileri endişelendirdi.
Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesine bağlı Suçıkan'dan doğup Büyük Menderes Deltası’nın Kafa mevkiinden denize dökülen Büyük Menderes Nehri'nde tehlike çanları çalmaya başladı. Afyonkarahisar, Uşak, Denizli ve Aydın’dan geçen ve tarım arazilerine can veren 584 kilometre uzunluğundaki nehir, yağmur sularıyla beslenemediği için gün geçtikçe kuruyor. Dere yataklarının taşıdığı suların cılız şekilde aktığı Büyük Menderes Nehri’nde kumsalları aratmayan görüntüler ortaya çıktı. Haziran ayında başlayacak olan sulama sezonu öncesi Büyük Menderes Nehri’nde suyun tükenmesi çiftçileri de kara kara düşündürüyor. Çiftçiler, nehrin içerisinde set oluşturarak su biriktirmeye çalışıyor. Yağmur ve kar yağışının yetersiz olması nedeniyle barajlarda da yeterli suyun olmaması Büyük Menderes Nehri’ne barajlardan su salınmasını güçleştiriyor.
BARAJLAR DOLU DEĞİL
Efeler Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu, yaşanan kuraklığın tarımsal üretimi tehdit ettiğini söyledi. Her karışı verimli olan Aydın topraklarının sulanamama durumuyla karşı karşıya olduğunu dile getiren Kendirlioğlu, “Normalde bu dönemde yatak debisi 3 metre olan, yağışlı sezonlarda taşkınlara yol açan Büyük Menderes Nehri bu yıl maalesef kuruma noktasına geldi. Bu durumun 2007 yılından başlayan ve bugünlere değin süren kuraklığın bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz. Yeterli yağış alınmış ve barajlarımız en az yüzde 70 oranında dolu olsaydı şuan Menderes Nehri akıyor olacaktı. Menderes Nehri’ne su takviyesi yapılan Çine Adnan Menderes, Kemer ve Adıgüzel barajlarının doluluk oranları istenilen düzeyde değil. Maalesef suyumuz kısıtlı olduğu için Aydın Valiliği’nce Kuraklık Eylem Planı hazırlandı. Buna göre her parsel için 2 defadan fazla sulama yapılmasına izin verilmiyor. Bu kısıtlı sulamayla çiftçinin üretim yapabilmesi çok zor” diye konuştu.
ÇİFTÇİLER ENDİŞE TAŞIYOR
“Su varsa hayat var” diyen Kendirlioğlu, Aydın’ın bereketli topraklarının suya ihtiyacı olduğunu belirterek, “Su olursa bir şeyler yetiştirebiliriz. Bereketli topraklarımızın her bir karışı su bekliyor. Yeraltı sularıyla ilgili çalışmalar yapılıyor ancak yeraltı suyunun sulamaya yetmesi mümkün gözükmüyor. Yağışlarla barajların dolması temennisinden öte çiftçilerin şuan için yapabileceği bir şey yok. Yetkililerin bu yılı göz önüne alarak gelecek yıllarda bir damla suyun bile ziyan edilmemesi için çalışma yapmasını bekliyoruz. Yoğun sulama dönemi şuan henüz başlamadı. Haziran ayı ile başlayıp 15 Ağustos’a kadar süren sulama sezonuna kadar mevcut suyumuz yeter mi onu bilmiyoruz. Sulama sezonunda 2 kat yetecek şekilde bir planlama yapıldı fakat çiftçinin endişesi var. Çiftçi ekeceği mahsulü sulama, kaliteli ürün alma bakımından ciddi endişe taşıyor” ifadelerini kullandı.
DAMLAMA SUYUN ÖNEMİ ORTAYA ÇIKTI
Vahşi sulama yönteminden de vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizen Kendirlioğlu, şunları söyledi: “Tarım arazilerinde artık damlama sulama sistemine geçilmeli. Geçmiş yıllarda barajlardaki mevcut su damlama su sistemi ile dizayn edilseydi su fazla bile gelebilirdi. Çiftçilerin bu sisteme geçebilmesi için Tarım Kredi Kooperatiflerinin hibe veya ucuz kredilerle çiftçilere destek olması gerekiyor.”